• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

7- Emr'i Bil Maruf

İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak

En büyük dinî görevlerden biri de iyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamaktır. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.”

Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Kadınlarınız bozulduğu, gençleriniz iffetsizleştiği, iyiliği emretmediği, kötülükten sakındırmadığı zaman haliniz nice olur?" Bunun üzerine kendisine: “Öyle mi olacak, ey Allah’ın Resulü?” diye soruldu. Dedi ki: Allah kendisine ve ailesine bereket versin: (Evet). Dedi ki: (Kötülüğü emreder, iyiliği yasaklarsan halin nice olur?) Kendisine: Ey Allah'ın Resulü, bu böyle mi olacak? denildi. Dedi ki: (Evet, daha da kötüsü, iyiliği kötü, kötülüğü de iyi olarak görseydin ne yapardın?)

Onlardan (sallallahu aleyhi ve sellem) rivayet edilmiştir: İyiliği emretmekle, farzlar koyulur, akideler güvence altına alınır, kazançlar helal kılınır, zulümler önlenir, yeryüzü şenlendirilir ve mazlumlar zalimden haklı çıkarılır. İnsanlar, iyiliği emrettikleri, kötülükten alıkoydukları ve iyiliklerde yardımlaştıkları sürece iyilik içinde olmaya devam edeceklerdir. Eğer bunu yapmazlarsa, onların üzerindeki nimetler ellerinden alınacak, bir kısmı bir kısmına üstün gelecek, ne yerde ne de gökte kendilerine hiçbir destekçi bulunmayacaktır.

İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, iyilik farz, kötülük ise haram olsa bile, farzdır. O zaman yükümlülüğü, bazı kişilerin yapması halinde ortadan kalkan kolektif bir yükümlülüktür. Evet, bir farzı terk etmekten veya bir haram işi yapmaktan dolayı hoşnutsuzluğu sözle veya davranışla ifade etme yükümlülüğü şahsi bir yükümlülüktür ve bazı kimselerin bunu yapmasıyla ortadan kalkmaz. Müminlerin Emiri (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Resulullah (s.a.v.) bize günah ehliyle asık suratla karşılaşmamızı emretti.”



İyiliği emretmenin ve kötülükten sakındırmanın farz olmasının şartları:

1- İyiliği emreden ve kötülükten sakındıran kimsenin, her ne kadar bilgisi kapsamlı ve ayrıntılı olmasa da, neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilmesi. Bir kimsenin bu fiilin iyi olduğunu bilmesi, onu emretmesi için, veya kötü ve haram olduğunu bilmesi, onu yasaklaması için yeterlidir.

2- İyilik yapması emredilen kimsenin emrine uyması, kötülük yapması yasaklanan kimsenin de yasağına uyması mümkündür; öyle ki, onun emir ve yasağına aldırış etmediği, aldırış etmediği, dikkat etmediği kendisinden bilinmez. Eğer yapanın kötülük yapacağını veya iyiliği terk edeceğini bilirse, bunları emretmek veya yasaklamakla ilgilenmezse, bazı aşamalarda iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma yükümlülüğü ondan düşer, ancak iyiliği terk edip kötülüğü işlemesinden dolayı söz veya fiille hoşlanmadığını ifade etmek için ihtiyatlı davranmak gerekir.

3- İyiliği terk eden veya kötülük yapan kimsenin iyiliği terk etmeye veya kötülüğü yapmaya kararlı olması, yani kötülüğü yapmaya devam edecek olmasıdır. Ancak kötülüğe devam etmekten vazgeçmesi muhtemel ise, ona emretmek veya yasaklamak vacip değildir. 4- Kötülük yapan veya iyiliği terk eden kimse

, yaptığı şeyin haram olmadığına veya terk ettiği şeyin de vacip olmadığına inanması sebebiyle kötülük yapmaktan veya iyiliği terk etmekten mazur görülmemelidir ve bu yanlış düşüncesinden dolayı mazur sayılır. Aksi takdirde herhangi bir şey yapmanıza gerek yoktur.

5- İyiliği emredip kötülükten sakındıran kimse, makul görülen ölçüde kendisine, ırzına, malına veya iyiliği emretmesi veya kötülükten sakındırması sebebiyle Müslümanlardan herhangi birine zarar gelmesinden korkmasın.



İyiliği emretme ve kötülükten sakındırma mertebeleri

. Birinci derece: Kötülük yapmaktan ve iyiliği terk etmekten dolayı kalbinin duyduğu tiksinti ve nefreti gösteren bir fiili yapmandır. Mesela, yapandan yüz çevirmen, ona karşı koyman veya ondan rahatsız olduğunu ve etkilendiğini belli etmen vb.

İkinci derece: Sözlerinle ve dilinle emretmen ve yasaklamandır.

Üçüncü derece: Kulağı ovalama, dövme, hapsetme ve benzeri fiillerle iyiliği emredip kötülükten sakındırma yolunda pratik tedbirler almak. Bunun din adamının izniyle yapılmasına dikkat etmek gerekir.


Yorumlar - Yorum Yaz
Günün Hadisi

GÜNÜN HADİSİ

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ümmetim arasında Ehl-i Beyt’imin misali, Nuh'un gemisi misali­dir. Ona binen kurtulur, ondan yüz çeviren ise helak olur.” (Bihar’ul Envar c.27, s.113)

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam31
Toplam Ziyaret6545
Saat