• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Ukrayna’nın İntiharı!

Ukrayna’nın İntiharı!

Batı’nın, Rusya-Ukrayna savaşını daha da körüklemek için yaptığı yatırımlar, Ukrayna için sadece cephelerde değil, tarihsel ve siyasi anlamda da bir “intihar” ihtimalini artırıyor. Her ne kadar Kiev son dönemde Rus topraklarını hedef alan saldırılar gerçekleştirmiş olsa da, Rusya-Ukrayna müzakereleri Türkiye’de sürüyor ve sahada Ukrayna veya Batı lehine ciddi bir stratejik değişim görünmüyor.

Çeşitli kaynaklara göre 40’tan fazla uçak hasar görmüş durumda. Moskova ise hasarın boyutuyla ilgili detay vermiyor. Batı’nın bu saldırıların etkisine dair anlatımını doğru kabul etsek bile, Rusya'nın 4.200’den fazla uçağı (bu sayıdan 833’ü savaş uçağı – Global Firepower verilerine göre) olduğu dikkate alındığında, bu durum Rusya açısından tabloyu pek değiştirmiyor.

Savaş devam ederken bile Rusya, silah ihracatını sürdürdü. Elbette ihracat hacminde bir azalma yaşandı. SIPRI verilerine göre, 2015–2019 arasında dünya silah ihracatında %21’lik payla ikinci sırada yer alıyordu. 2020–2024 arasında ise bu oran %7.5’e düşerek üçüncü sıraya geriledi (ABD ve Fransa’nın ardından).

Rusya’nın savaş halindeyken dahi silah ihracatını sürdürebilmesi, askerî bir yenilgi ihtimalinin zayıf olduğunu gösteriyor. Ancak bu, bazı etkileri ortadan kaldırmıyor:

  1. Güvenlik açısından sızıntılar yaşandı.

  2. “Mutlak koruyucu” imajı zedelendi.

  3. Müzakere sürecinde yeni verilerle yüzleşmek zorunda kaldı.

Ukrayna, Batı desteğiyle Rusya’ya karşı sahada fırsat kollayabilir, ama Batı’nın savaşa daha çok yatırım yapması, Ukrayna için hem cephede hem tarihte hem de siyasette bir intihar riskini artırır.


Stratejik Geleceğe Dair Okumalar: Dughin ve Todd

Rus düşünür Aleksandr Dugin, savaşın ilk yılı sonunda üç muhtemel sonuç öngörüyordu:

  1. Asgari Rus zaferi: Luhansk, Donetsk, Zaporijya ve Herson’un kontrol altına alınması. Bu senaryo, özellikle “güvenli bölge” açıklamalarıyla birlikte gerçekleşmeye yakın görünüyor.

  2. Yarı zafer: Yukarıdaki bölgelere ek olarak Harkov, Odessa ve Nikolayev’in de Rusya tarafından kontrol edilmesi.

  3. Mutlak zafer: Dugin’in tabiriyle “Ukrayna’nın tamamının kurtarılması”.

Fransız tarihçi ve gelecek analisti Emmanuel Todd, Dugin ile şu noktada hemfikir: Bu savaş Rusya için varoluşsal, ancak ABD için öyle değil. Dolayısıyla her ikisi de şu görüşte birleşiyor:

Savaşın uzaması, Rusya’yı caydırmaz; aksine kendi hedeflerine ulaşmak için silahlanma çabalarını artırmasına neden olur.


Ukrayna'nın Kimliği ve Sosyopolitik Gerçekliği

Bu iki düşünür sadece askerî değerlendirmede değil, tarihsel ve sosyolojik okumalarda da ortaklaşıyor.
Dugin, “Ukrayna Büyük Oyun İçinde” başlıklı makalesinde, Ukrayna’nın modern siyasi anlamda bir tarihinin olmadığını savunurken, Todd, Ukrayna’yı üç bölgeye ayırıyor:

  1. Aşırı-Ukrayna (batı): Kırsal, Katolik, son dönemde siyasi elit üreten bölge.

  2. Kaotik-Ukrayna (merkez): Ortodoks, bireyci, devlet inşa edememiş, güvenlik elitlerini çıkaran bölge.

  3. Normsuz-Ukrayna (doğu): Sanayi geçmişi olan, Sovyet mirasıyla şekillenmiş, orta sınıfın temeli olmuş bölge.

Bu son kesim, yani Doğu Ukrayna’nın orta sınıfı, savaş öncesi dönemde Rusya’ya yoğun biçimde göç etti. Bu, BM ve ILO raporlarıyla da teyit edilmiştir.


Ukrayna’nın Gerçek Krizi: Devletin Temelsizleşmesi

2022’de başlayan Rusya-NATO kapışması, Ukrayna için “zafer veya yenilgi” ikileminden çok, “siyasi varlık sınavı” halini aldı.

Doğudaki sanayi omurgasını yitiren Ukrayna, bugün Ruslara karşı ayrımcı politikaların sonucu olarak tarihî belkemiğini kaybetmiş bir durumda.
2014’te Viktor Yanukoviç, bu gerçeği fark etmişti. Onun Rusya’yla ilişkisi ayrı bir tartışma konusu olsa da, Ukrayna’nın sadece Batı ve kaotik merkez bölgelerine dayanarak ayakta kalamayacağını biliyordu.

Avrupa ile ilişki, iç bütünlük zayıflamışken, bir devleti ayakta tutmaya yetmez.


Emmanuel Todd’un Yorumu: “İntihara Meyilli Bir Gerçekdışılık”

Todd, “Batı’nın Çöküşü” adlı kitabında, Ukrayna’nın gerçeklikten kopmuş ve intihara meyilli bir strateji izlediğini belirtir. Ona göre, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı takındığı tutum, derin bir psikolojik bağımlılığın göstergesidir.

Halbuki savaş öncesinde Rusya sadece üç şey talep ediyordu:

  1. Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunun tanınması,

  2. Donbas halkına kabul edilebilir bir statü verilmesi,

  3. Ukrayna’nın tarafsız kalması.

Todd’a göre bu taleplerin kabul edilmesi zor değildi. Tıpkı Çek ve Slovakların barışçıl biçimde ayrılması gibi bir yol mümkündü. Ancak Kiev, “Hem Batı’ya entegre olalım hem Rusya’dan da kopmayalım” gibi çelişkili bir çizgi izledi.

Ve sonuçta:

Ukrayna’nın bu stratejisi, siyasi bir intiharın ifadesi haline geldi.

  
15 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Günün Hadisi

GÜNÜN HADİSİ

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ümmetim arasında Ehl-i Beyt’imin misali, Nuh'un gemisi misali­dir. Ona binen kurtulur, ondan yüz çeviren ise helak olur.” (Bihar’ul Envar c.27, s.113)

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam34
Toplam Ziyaret6548
Saat