• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Doğayla yeniden bağlantı kurmak

Günümüzde doğanın ve onu oluşturan bileşenlerin, çok az ilgi gören uzak, sanal bir dünya haline geldiği bir çağda yaşıyoruz. Yüksek teknolojili, cihaz dostu şehirlerimiz genişledikçe doğadan uzaklığımız hem boyut hem de hız olarak artıyor.

Ancak Amerikalı yazar David Lowy'nin "Ekolojiyle İyileşme" adlı kitabında söylediği gibi, biz doğal dünyanın ayrılmaz bir parçasıyız; Bu da biyosferimizin güvenliğinden sorumlu olmamız gerektiği anlamına geliyor; Çünkü onun refahı bizim insan olarak refahımıza bağlıdır. Bitkileri eve getirip onlara bakmak gezegeni kurtarmayabilir ama doğadan kopuşumuza karşı basit bir çözümdür. Ya da başka bir deyişle, bitki uzmanı Emma Sibley'nin dediği gibi, "Ev bitkisi bakımı, insanların Doğa Ana ile yeniden bağlantı kurma arzusundan kaynaklanmaktadır."

Ancak insanın dış doğal çevreyle olan ilişkisi ve onunla etkileşimi ile ev bitkileriyle olan ilişkisi arasında fark vardır. Bu ilişkiyi incelemek için, doğa ile kültür arasındaki ilişkiyi konu edinen Amerikalı yazar Michael Pollan'ın "İkinci Doğa: Bir Bahçıvanın Eğitimi" adlı kitabında belirttiklerine dönebiliriz. Kapalı alanda bahçecilikte, bozulmamış vahşi doğanın neyi oluşturduğu konusunda etik bir tartışma yoktur, çünkü kişisel kapalı alan ortamındaki bitkiler kasıtlı olarak seçilir, haşere kontrolünün etiği konusunda hiçbir tartışma yoktur ve insan çevresi ile vahşi doğanın geri kalanı arasında hiçbir engel yoktur. Ancak buna rağmen Pollan'a göre: "Herhangi bir ev bitkisi koleksiyonu, bize özel bir yere girdiğimizi hissettirmelidir; sadece dışarıdan ayrı değil, aynı zamanda etkili bir yer ve bunu başarmak için bahçıvanın doğal floraya bir şeyler eklemesi, yani içinde yazılan 'nesir'i 'şiire' daha yakın bir şeye dönüştürmesi gerekir."

Bu nedenle, ev ve yaşam alanlarına özgün manzaralar ve şiirsel notalar gibi atmosferler yaratmak, mekanlara çekicilik ve hayat katmak için ev bitkileri eklenmelidir. Bu yaşamı ancak doğa, rengarenk çiçekleri ve yemyeşil bitkileriyle sağlayabilir.

 

Bize insan olarak ölümlü olduğumuzu hatırlatıyor

Ev bitkilerimize bakarken kontrolün bizde olduğunu hissetsek de, bazı bitkilerin ölümüne ve çürümesine yol açan başarısız denemeler de olabilir. Onlara ne kadar iyi baksak, her bitki türünü ve ona nasıl bakacağımızı ne kadar araştırsak, her biri için su, ışık, sıcaklık, toprak tipi ve uygun gübre miktarı konusunda öneriler not alsak da, nihayetinde onların doğal yaşam döngülerini kontrol edemeyiz. Deneyebiliriz, ama en acemi eller bile yine de "kayıplar yaşayacaktır", tıpkı en iyi cerrahın hastalarını ölümle pençeleştiğinde kaybetmesi gibi. Hepimiz insanız ve sınırlıyız.

Bu bizi doğrudan ölümlülük düşüncesiyle karşı karşıya getiriyor ve kendimiz üzerinde ne kadar kontrolümüz olursa olsun, kendimiz ve çevremiz üzerinde kontrolümüzü koruyamayacağımız ölüm gerçeğinin var olduğunu hatırlatıyor. Burada Amerikalı şair Walt Whitman'ın "Göğsümden Gelen Kokulu Otlar" adlı şiirinde söylediği bir söze işaret edebiliriz; şiirinde su otu bitkisine değinir ve bu bitkinin kendisine ölümü hatırlattığını söyler. Şöyle yazmıştı: "Çoğu zaman dayanabileceğimden daha acısın, beni yakıp kavuruyorsun, / Yine de benim için güzelsin, solgun köklerinle bana ölümü düşündürüyorsun, / Ve ölüm senden güzel." Amerikalı romantik şair William Cullen Bryant'ın "Çiçeklerin Ölümü" şiirinde de bitkilerin ölümü için çok sayıda metafor vardır. Şiirde, kışın ilkbaharda dik durup gülümseyen menekşeleri, gülleri, ayçiçeklerini ve asterleri düşünüp, sonra da onların şimdi bizimkine bitişik yeraltı mezarlarında olmalarından duyduğu pişmanlığı dile getirir.

Yani ev bitkileri sadece görsel bir keyiften çok daha fazlasını sunar; Felsefi düşünce ve kişisel gelişim için güçlü kanallardır. İster masamıza koyalım, ister balkon duvarlarımıza asalım, ister pencere pervazlarımıza konduralım, ev bitkileri iç benliğimize dokunma ve bize sabır, tevazu ve doğayla bağ kurmanın faydaları konusunda dersler verme gücüne sahiptir. Ona baktığımız ve onu beslediğimiz zaman, sadece onun büyümesini beslemekle kalmayız, aynı zamanda kendimiz ve bu dünyadaki varoluşumuz hakkında daha derin bir anlayış geliştiririz.

  
16 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Günün Hadisi

GÜNÜN HADİSİ

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ümmetim arasında Ehl-i Beyt’imin misali, Nuh'un gemisi misali­dir. Ona binen kurtulur, ondan yüz çeviren ise helak olur.” (Bihar’ul Envar c.27, s.113)

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam15
Toplam Ziyaret6529
Saat