• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Oruç

 

Emirü’l-Müminin Ali (a.s) şöyle buyurdu:
"Gerçek oruç, beş duyunun bütün günahlardan korunması ve kalbin kötülüğün her türlüsünden arınmasıdır."

Oruç Kavramının Gerçek Anlamı

Oruç, fıkıh kitaplarında tanımlandığı üzere, tan yerinin ağarmasından güneşin batımına kadar belirli bir süre boyunca yemekten, içmekten ve diğer orucu bozan şeylerden uzak durmak anlamına gelir. Ancak Ehlibeyt (a.s) rivayetlerinde orucun derin anlamına vurgu yapılmıştır.

İmam Ali (a.s) şöyle buyurur:
"Oruç, Allah’ın dil, kulak, göz ve tüm uzuvlar için bir örtü kıldığı bir kalkandır. Bu kalkana sarılmak, insanın kalbini kötülüklerden temizler ve cehennemden korur. Allah, her uzva oruçla ilgili bir hak vermiştir. Kim bu hakları yerine getirirse orucunu tam anlamıyla tutmuş olur. Ancak kim bu haklardan birini ihmal ederse, orucunun sevabında eksiklik meydana gelir."

Oruç, yalnızca yemek ve içmekten uzak durmak değil; dil, göz, kulak gibi tüm uzuvların günahlardan korunmasını da içerir. Aksi hâlde, yapılan çirkin ameller, oruçtan alınacak sevabı azaltabilir veya tamamen yok edebilir.

Emirü’l-Müminin Ali (a.s) şöyle buyurur:
"Oruç, haramlardan sakınmaktır; tıpkı insanın yemekten ve içmekten uzak durması gibi."
Hz. Fatıma (a.s) da şöyle der:
"Oruç tutanın dili, kulağı, gözü ve bütün uzuvları günahlardan korunmuyorsa, orucunun ne anlamı var?"

Oruç ve Sabır İlişkisi

Oruç, sabrın en açık örneklerinden biridir. Bu ibadet, insanın iradesini güçlendirir, imanı sağlamlaştırır ve arzularını kontrol etme gücü kazandırır.

Bir Yahudi âlimi, Resûlullah’a (s.a.a) şöyle sordu:
"Allah, neden ümmetine otuz gün oruç farz kıldı, diğer ümmetlere daha fazlasını farz etti?"
Resûlullah (s.a.a) şöyle cevap verdi:
"Âdem (a.s), yasak ağacın meyvesinden yediğinde midesinde otuz gün boyunca onun etkisi kaldı. Allah, bu nedenle onun nesline otuz gün açlık ve susuzluk orucu farz kıldı. Geceleyin yedikleri ise Allah’ın onlara olan ikramıdır."

Resûlullah (s.a.a) bu ayeti okudu:
"Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı ki sakınasınız." (Bakara, 2:183)

Resûlullah (s.a.a) devam etti:
"Kim Ramazan’da ihlasla oruç tutarsa, Allah ona şu yedi ödülü verir:

  1. Haram lokmalar vücudundan eriyip gider.
  2. Allah’ın rahmetine yakınlaşır.
  3. Günahları affedilir.
  4. Ölüm anındaki sıkıntıları hafifler.
  5. Kıyamet günü açlık ve susuzluktan emin olur.
  6. Cehennemden kurtuluş beratı alır.
  7. Allah, onu cennetin en güzel nimetleriyle rızıklandırır."

Oruç, Sadece Yemekten Uzak Durmak Değildir

Gerçek oruç, yalandan, kıskançlıktan ve haramlardan uzak durmayı da kapsar.
İmam Ali (a.s) şöyle der:
"Ne çok oruç tutan var ki, orucundan geriye sadece açlık kalır! Ne çok gece ibadet eden var ki, ibadetinden sadece yorgunluk kalır! Aklı başında olanların uykusu ve iftarı, bu kimselerin orucundan daha hayırlıdır."

Oruç Tutmanın Hikmeti

İmam Ali (a.s) buyurdu:
"Allah, kullarının ihlasını denemek için orucu farz kıldı."
Resûlullah (s.a.a) şöyle der:
"Oruç, sadece bana özeldir ve onun mükâfatını yalnızca ben veririm." Çünkü oruç, insan ile Allah arasında gizli bir ibadettir; onu ihlasla yerine getiren ancak samimi kullardır.

Oruç, insanın ruhunu her alanda terbiye eden ve takva ruhunu besleyen bir ibadettir. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurur:
"Oruç tutmak, insana sabrı öğretir. Allah, ‘Sabır ve namazla yardım dileyin’ buyurmuştur. Sabırdan kasıt oruçtur."

Bu nedenle, oruç, insanı dünyaya ait lezzetlerden uzaklaştırarak Allah’a yakınlaştırır ve ruhunu arındırır.

İmam Bâkır (a.s) buyurdu: "Ramazan ayının Cuma günlerinin fazileti, diğer ayların Cuma günlerine göre, Resûlullah’ın (s.a.a) diğer peygamberlere olan üstünlüğü gibidir."

Resûlullah (s.a.a) buyurdu: "Ali b. Ebu Talib’in bu ümmet üzerindeki fazileti, Ramazan ayının diğer aylar üzerindeki fazileti gibidir."

Resûlullah (s.a.a) Ramazan ayının fazileti hakkında şöyle buyurdu: "Kim bu ayda bana çokça salavat getirirse, Allah onun terazisini hafif olduğu gün ağırlaştırır."

Resûlullah (s.a.a) buyurdu: "Kim beni anıp da bana salavat getirmezse bedbahttır, kim Ramazan’a erişip de Allah’ın rahmetine nail olmazsa o da bedbahttır, kim anne-babasından birine veya her ikisine erişip de onlara iyilik etmezse o da bedbahttır."

İmam Sadık (a.s) buyurdu: "Ramazan hilalini gördüğünde ona parmaklarınla işaret etme, kıbleye dön, ellerini göğe kaldır ve hilale şöyle hitap et:
'Benim ve senin Rabbin, âlemlerin Rabbi olan Allah’tır. Allah’ım! Bu hilali bize emniyet, iman, selamet ve İslam üzere göster. Sevdiğin ve razı olduğun şeylere koşmada bize yardım et. Allah’ım! Bu ayımızda bize bereket ver, onun yardımını ve hayrını nasip et, zararını ve şerrini bizden uzaklaştır.'"

İmam Sadık (a.s) buyurdu: "Kim Ramazan ayında sadaka verirse Allah, ondan yetmiş türlü belayı uzaklaştırır."

İmam Sadık (a.s) buyurdu: "Hangi mümin Ramazan ayında bir gece mümini doyurursa, Allah ona otuz mümini özgür bırakmış gibi sevap yazar ve onun duasını kabul eder."

İmam Sadık’tan (a.s) rivayetle: "Çocuklarınıza Ramazan ayında iyilik edin ve onlara cömert davranın. Rivayet edilmiştir ki, İmam (a.s) şöyle buyurmuştur: 'Allah, oruçlu kimsenin yiyecek ve içecekte yaptığı harcamayı hesaba çekmez, bunda israf yoktur.'"

Resûlullah (s.a.a) buyurdu: "Kul Ramazan ayında olanı bilseydi, yılın tamamının Ramazan olmasını isterdi." Bunun üzerine Huzaa’dan biri, "Ey Allah’ın Resulü! Bu ayda ne var?" diye sordu. Resûlullah (s.a.a) buyurdu: "Cennet, Ramazan için bir yıldan diğer yıla kadar süslenir. Ramazan’ın ilk gecesi olduğunda Arş’ın altından bir rüzgar eser, cennetin yapraklarını harekete geçirir. Cennet hurileri bunu gördüklerinde şöyle derler: 'Ey Rabbimiz! Bu ayda bizi kullarından, gözlerimizin aydınlanacağı ve onların da bizimle mutlu olacağı eşler kıl.'"

Resûlullah (s.a.a) buyurdu:
"Ümmetime Ramazan ayında beş özellik verildi ki, bunlar daha önce hiçbir ümmete verilmedi:

  1. Oruçlunun ağzının kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.
  2. Melekler, iftar edene kadar onun bağışlanması için dua eder.
  3. Ramazan ayında azgın şeytanlar zincire vurulur ve diğer aylarda yaptıkları kötülükleri yapamazlar.
  4. Allah, her gün cennetini süsler ve şöyle der: ‘Yakında kullarım sıkıntı ve eziyeti üzerlerinden atacak ve sana kavuşacaklar.’
  5. Ramazan’ın son gecesinde bütün günahları bağışlanır."

Ashaptan biri sordu: "Ey Allah’ın Resulü! Bu gece Kadir Gecesi midir?"
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Hayır, fakat işçinin ücreti, işi tamamlandığında verilir."

Resûlullah (s.a.a) buyurdu:
"Kim Ramazan ayında her gece iki rekat namaz kılarsa – her rekatta Fatiha’yı bir kez, İhlâs Suresi’ni ise üç kez okursa – ister bu namazı gecenin başında, ister sonunda kılsın, Allah onu müjdeledi: Her rekat için yüz bin melek onun sevaplarını yazar, günahlarını siler ve derecesini yükseltir. Ayrıca, yetmiş köleyi özgür bırakmış gibi sevap kazanır."

İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurdu:
"Ey Cabir! Ramazan ayına erişip de gündüzlerini oruçla, gecelerini namazla geçiren, dilini ve iffetini koruyan, gözlerini haramdan sakındıran ve insanlara zarar vermekten kaçınan kimse, günahlarından arınır ve annesinden doğduğu günkü gibi tertemiz olur."

Cabir dedi ki: "Ey İmam! Ne güzel bir söz!"
İmam şöyle buyurdu: "Ama şartları ne kadar ağır!"

İmam Sadık (a.s) uzun bir hadisinde şöyle buyurdu:
"Ramazan ayında gök kapıları açılır, şeytanlar zincire vurulur ve müminlerin amelleri kabul edilir. Ne güzel aydır Ramazan ayı! Bu ay, Resûlullah (s.a.a) zamanında ‘rızık ayı’ olarak adlandırılırdı."

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurdu:
"Ramazan orucu her yıl farzdır. Oruç farizasının asgari şartı, müminin kalbinden samimi bir niyetle oruç tutmaya azmetmesi, gün boyunca yemekten, içmekten ve cinsel ilişkiden uzak durması ve bütün uzuvlarını haramlardan korumasıdır. Eğer bu şartları yerine getirirse, farzını eda etmiş olur."

Emirü’l-Müminin Ali (a.s), Resûlullah’ın (s.a.a) Ramazan ayının fazileti hakkında yaptığı bir hutbede şöyle sordu:
"Ey Allah’ın Resulü! Bu ayda en faziletli amel nedir?"
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Ey Ebü’l-Hasan! Bu ayda en faziletli amel, Allah’ın haramlarından sakınmaktır."

Resûlullah (s.a.a) buyurdu:
"Hangi kadın, günde beş vakit namazını kılar, Ramazan ayında orucunu tutar, Beytullah’a hac eder, malının zekâtını verir, kocasına itaat eder ve benden sonra Ali’ye dost olursa, kızım Fatıma’nın (a.s) şefaatiyle cennete girer. Şüphesiz, Fatıma (a.s) kadınların efendisidir."

İmam Sadık (a.s) buyurdu:
"İmam Ali b. Hüseyin (a.s) Ramazan ayında dua, zikir, tesbih ve istiğfar dışında konuşmazdı. İftar ettiğinde de şöyle derdi: ‘Allah’ım! Dilersen yaparsın.’"

İmam Rıza (a.s) buyurdu:
"Ramazan’ın ilk gecesinde azgın şeytanlar zincire vurulur. Her gece yetmiş bin kişi bağışlanır. Kadir Gecesi olduğunda ise Allah, Recep, Şaban ve Ramazan ayının başından itibaren bağışladığı kişi sayısının aynısını o gece bağışlar. Ancak kardeşiyle arasında düşmanlık bulunan kimseler bu bağışlamadan muaf tutulur. Allah, ‘Onlar barışana kadar bekleyin’ der."

Birine, İmam Bâkır veya İmam Sadık’a (a.s) Ramazan ayında gusül alınması müstehap olan geceleri sordum. İmam şöyle buyurdu:
"On dokuzuncu gece, yirmi birinci gece ve yirmi üçüncü gece. On dokuzuncu gecede hacılar yazılır ve her hikmetli iş ayrılır. Yirmi birinci gecede İsa (a.s) göğe yükseltilmiş, Musa’nın (a.s) vasisi vefat etmiş ve Emirü’l-Müminin (a.s) şehit edilmiştir. Yirmi üçüncü gece ise Cüheni’nin gecesidir."

İmam Rıza (a.s) buyurdu:
"Emirü’l-Müminin Ali b. Ebu Talib (a.s) üç gece uyumazdı: Ramazan’ın yirmi üçüncü gecesi, Ramazan Bayramı gecesi ve Şaban’ın on beşinci gecesi. Çünkü bu gecelerde rızıklar, ecel ve yıl boyunca olacak olaylar taksim edilirdi."

  
93 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Günün Hadisi

GÜNÜN HADİSİ

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ümmetim arasında Ehl-i Beyt’imin misali, Nuh'un gemisi misali­dir. Ona binen kurtulur, ondan yüz çeviren ise helak olur.” (Bihar’ul Envar c.27, s.113)

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam59
Toplam Ziyaret4358
Saat