• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Ekmek: Hayatın Temeli ve Toplumların Aynası

Ekmek: Hayatın Temeli ve Toplumların Aynası

Ekmek: Hayatın Temeli ve Toplumların Aynası

Ekmek, hayatın temelidir, sofraların baş tacıdır, halkların rüyasıdır, söylentilerin kralıdır ve hükümetlerin yıkıcısıdır. Uğruna savaşlar çıkar, devrimler yapılır ve özgürlükten bile önce talep edilir. O, bir gezegen kadar küçük ama bir ekmek kırıntısı kadar büyük, her zaman neşe kaynağıdır; fakat aynı zamanda tarihin lanetlerinden biridir ve yüzünden hayatımız çileye dönüşebilir.

Ekmek, hamurdan yapılan bir parçadır ve çoğulu "ekmekler"dir. İkiye bölündüğünde "yarım ekmek" olarak adlandırılır. Kuruyup sertleştiğinde "bayatladı" denir. Ekmeğin iki yüzü ise "kabuk" olarak bilinir. Ekmeği ateş üzerinde kızartarak rengi koyulaştırıldığında "kızartmak" veya "kıtırlaştırmak" olarak ifade edilir.

Ekmek, yani hayat… Ekmek, tüm dünya medeniyetlerinde yaşamın karşılığıdır. Şekli, rengi ve tadı yerden yere değişse de ekmeğin sembolik anlamı tüm toplumlarda aynıdır.

Ekmek, insan uygarlığının başlangıcıyla özdeşleşmiştir. İnsanlar yerleşik hayata geçerek onu üretmiş ve bu süreçte gelişip ilerlemiştir. Dünyanın her köşesinde ekmek üretilmektedir ve tarih boyunca insanlar ekmeğin farklı türlerini yapmayı öğrenmiştir. Bazıları şunlardır: köy ekmeği, şam ekmeği, güneş ekmeği, yufka, pita, beyaz ekmek, kepekli ekmek, ince ekmek, kalın ekmek, yumuşak, sert veya kuru ekmek gibi.

Ekmek her ülkede farklı isimlerle anılsa da temel malzemeleri dört tanedir: buğday unu (bazı yerlerde mısır veya arpa unu), su, maya ve tuz. Ancak bazı ülkelerde ekmeğin yerini pirinç almıştır; özellikle Körfez ülkelerinde ve Doğu Asya'da pirinç, ekmek yerine tüketilmektedir.

Ekmek, hayatı simgeler; dolayısıyla "hayat" anlamında da kullanılır. Örneğin, Arap kadınları sıklıkla "Yaşamım karardı" diyerek kötü hayat şartlarından şikâyet eder. "Yaşamı düzeldi" ifadesi, maddi durumunun iyileştiğini gösterir. Birisi kendini olduğundan farklı gösterirse ona "Aileni unutma, onların yaşadığı gibi yaşa" denir. "Onunla ekmek ve tuz yedik" ifadesi dostluk ve vefayı anlatırken, "Ekmek ve tuzunu sattı" ise ihaneti ifade eder. "Bugün yaşat beni, yarın ne olursa olsun" ifadesi, o anki açlık ve ihtiyaç durumuna işaret eder. "Aç olan, ekmek pazarını rüyasında görür" sözü, insanın rüyalarının, bilinçaltındaki arzularını yansıttığını anlatır.

Ekmek, çabuk bozulduğu için saklanması gerekir. Bu yüzden Arapça’da "ayuşe" ekmek saklanan yere denir. Osmanlı döneminde, medrese öğrencilerine günlük olarak dağıtılan belirli miktardaki ekmeğe "cerâye" denirdi. Sonraları, bu terim maaş anlamında kullanılmaya başlandı ve özellikle askeriye içinde yaygın hale geldi.

Ekmek, Yaşamın Kendisi

Ekmek, yalnızca bir gıda maddesi değil, aynı zamanda toplumların ekonomik düzeninin de bir göstergesidir. Büyük-küçük herkes ekmek kazanmak için çalışır. "Ekmek kapısı" ifadesi, geçim kaynağını temsil eder. "Ekmeğini çaldı" demek, bir başkasının işini veya gelirini elinden almak anlamına gelir. "Bazen ekmek, bazen savaş" ifadesi ise hayatın iniş çıkışlarını anlatır.

Bazı toplumlarda ekmek, kutsal sayılır. Bir ekmek parçası yere düştüğünde insanlar onu alıp bir kenara koyar, hatta bazen öpüp alnına götürerek saygı gösterir. Ekmek çiğnenmez, üzerine basılmaz.

Ekmek, hayatın aynasıdır ve toplumların huzur seviyesini belirleyen bir ölçüttür. Ekmeğin fiyatındaki veya miktarındaki en ufak değişiklik, halkın hoşnutsuzluğunu artırabilir. 2011 yılında Mısır'da gerçekleşen devrimde kullanılan sloganda bile "Ekmek, özgürlük ve sosyal adalet" ifadesi yer alıyordu. Burada ekmek, özgürlükten bile önce gelmişti; çünkü halk için önce karın tokluğu, sonra özgürlük geliyordu.

Toplumları Yönlendiren Güç

Ekmek yalnızca bir gıda maddesi değildir; aynı zamanda toplumların huzurunun ve isyanlarının temel nedenlerinden biridir. Tarih boyunca halkın ekmek kıtlığı çektiği dönemlerde isyanlar çıkmış, hatta hükümetler devrilmiştir.

Fransa Kraliçesi Marie Antoinette’e atfedilen meşhur "Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler" sözü, halkın ekmek bulamamasının nasıl bir krize yol açabileceğini gösteren en bilinen örneklerden biridir. Her ne kadar bu sözün gerçekten ona ait olup olmadığı tartışılsa da ekmeğin önemini hafife almanın nasıl bir bedeli olabileceğini gözler önüne serer. Sonuç olarak, ekmeği küçümseyen kraliçe, giyotinle idam edilmiştir.

Antik Mısır’da ekmek, sınıfsal farklılıkların da göstergesiydi. Zenginler için buğday ekmeği, orta sınıf için arpa ekmeği ve fakirler için yabani tahıllardan yapılan kara ekmek vardı. Antik Yunan ve Roma’da da benzer bir ayrım mevcuttu; beyaz ekmek aristokratlara özgüydü, fakirlerin beyaz ekmek yemesi yasaktı ve bunu yaparlarsa idama kadar varan cezalar alabilirlerdi.

Avrupa'da ekmekle ilgili çeşitli batıl inançlar gelişmiştir. Örneğin, bir ekmeği ters çevirmek uğursuzluk getirir. Orta Çağ’da cellatlar için ayrılan ekmekler, halkın tükettiği ekmeklerden farklı yerlerde saklanırdı. Sicilya’da ölen birinin yatağının yanına bir somun ekmek ve bir sürahi su bırakılırdı; çünkü ruhunun bunlara ihtiyacı olduğuna inanılırdı.

Fransa, ekmeği ulusal bir simge haline getiren ülkelerden biridir. Bugün dünyada en çok tanınan ekmek türlerinden biri olan "baget", Fransız mutfağının vazgeçilmezidir. "Baget" kelimesi "çubuk" anlamına gelir ve bu uzun, ince ekmek, sert kabuğu ve yumuşak iç dokusuyla bilinir.

Rüyalarda Ekmek

Ekmek, rüyalarda da hayatla özdeşleştirilmiştir. Beyaz ekmek rüyası, helal kazancı simgeler. Acı ekmek, zor bir yaşamı ifade eder. Tatlı ekmek, fiyatların artışına işaret eder. Küflü ekmek görmek ise, etrafınızdaki insanların samimiyetsiz olduğuna dair bir uyarıdır.

Sonuç olarak, ekmek yalnızca bir besin maddesi değildir. O, medeniyetlerin temel taşıdır; isyanların, devrimlerin, savaşların ve barışın belirleyicisidir. Bir milletin refahı, o milletin ekmeğine gösterdiği özenle doğrudan ilişkilidir.

36 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Günün Hadisi

GÜNÜN HADİSİ

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ümmetim arasında Ehl-i Beyt’imin misali, Nuh'un gemisi misali­dir. Ona binen kurtulur, ondan yüz çeviren ise helak olur.” (Bihar’ul Envar c.27, s.113)

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam64
Toplam Ziyaret4462
Saat