Yeryüzünün Mirasçıları

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
"Andolsun, Zikir'den sonra Zebur'da da 'Yeryüzüne, salih kullarım varis olacaktır' diye yazdık." (Enbiya 105)

Müslümanların velisine (gölgesi daim olsun) ve tüm mücahitlere Şabanî merasimlerinin yıl dönümünü kutlarken, en yüce şehidimiz, aziz Seyyid Hasan Nasrallah’ın (kuddise sırruh) sabır ve umut üzerine söylediği bir metni paylaşıyoruz:

*"Mehdimiz bin yılı aşkın süredir gaybette olmasına rağmen biz hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadık. Yaşanan tüm zorluklara, hapislere, sürgünlere, zulümlere ve bölünme girişimlerine rağmen bu umut bizden asla eksilmedi.

Bugün dünyada meydana gelen bu olağanüstü ve mucizevi imanî ve İslamî dönüşüm, bu umudun en büyük işaretlerindendir. Tarihte, İmamlar (a.s) dönemlerine baktığımızda en büyük sorunlarının, kendilerini destekleyecek yardımcılar ve dostlar bulmak olduğunu görürüz.

Örneğin, Kerbela’da İmam Hüseyin (a.s) kendisiyle birlikte savaşacak, onu ve Peygamber'in harem halkını koruyacak sadık ve fedakâr dostlara muhtaçtı. Bu yüzden hep şöyle sesleniyordu: 'Bize yardım edecek kimse yok mu?'

Fakat bugün, bu çağda milyonlarca insan, sadece Ebu Abdullah Hüseyin’in (a.s) gözleri ve tebessümü için şehadet arzusu taşıyor. Tarihte hiçbir dönemde ne peygamberler ne de İmamlar zamanında İslam için, şehadet için ve cihad için bugünkü kadar sadık ve fedakâr destekçiler olmamıştı. Bugün, erkekler, kadınlar, yaşlılar ve gençler bu bayrak altında şehadete hazırdırlar.

Günümüzde, İmam Humeyni’nin (kuddise sırruh) başlattığı güçlü ve kararlı bir devrim var. Bu devrimin bugünkü lideri, dünya üzerindeki tek yetkili olarak Amerika Birleşik Devletleri ve onun yönetimi hakkında cesurca konuşabilmektedir.

Biz, Resulullah’ın (s.a.v) kardeşleri dönemindeyiz. Bir gün Peygamber (s.a.v), ashabıyla otururken gözyaşı döktü. Ona, 'Ey Allah’ın Resulü! Seni ağlatan nedir?' diye sordular. O da şöyle buyurdu: 'Kardeşlerimi hatırladım.' Ashabı, 'Biz senin kardeşlerin değil miyiz, ey Allah’ın Resulü?' diye sorunca, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: 'Hayır, siz benim ashabımsınız. Kardeşlerim, bana iman eden ama beni görmemiş olanlardır.'

Bizler, Allah Resulü’nü (s.a.v) görmedik, sesini duymadık, elini tutmadık. Hiçbir imamımızı da görmedik. Onların sözlerini doğrudan ağızlarından işitmedik. Ancak buna rağmen bugün onların isimlerini, emirlerini ve sözlerini kitaplarda okuyoruz, bazen isnatları dahi bilmediğimiz halde onlara olan imanımız sınırsızdır.

Bu nedenle, biz diyoruz ki: Biz, Peygamber’in (s.a.v) kardeşleri çağındayız."

"Son dualarımız, âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir."