Şeyh Kasım: 23 Şubat, Şehit Seyyid Hasan Nasrallah İçin Geniş Katılımlı Cenaze Töreni Tarihi
Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, şehit Seyyid Hasan Nasrallah ve şehit Seyyid Haşim Safiuddin için düzenlenecek geniş katılımlı cenaze töreninin tarihini açıkladı. Aynı zamanda Güney Lübnan’daki son gelişmelere ve iç duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Şeyh Kasım, bugün yaptığı açıklamada, geniş katılımlı cenaze töreninin 23 Şubat Pazar günü gerçekleştirileceğini duyurdu.
Şeyh Kasım’a göre, aynı törende şehit Seyyid Haşim Safiuddin de defnedilecek, çünkü kendisi Genel Sekreter olarak seçilmişti ancak bu açıklama yapılmadan önce şehit oldu.
Ayrıca, şehit Seyyid Hasan Nasrallah’ın cenazesinin Beyrut'taki Havalimanı Yolu yakınlarında bir alana defnedileceğini, şehit Seyyid Safiuddin’in ise Güney Lübnan’daki doğum yeri olan Deir Kanun’da toprağa verileceğini belirtti. Cenaze töreninin sloganı ise "Biz ahdimiz üzerineyiz" olacak.
Silah Kullanımına Karşı Uyarı
Bu detayları açıklayan Şeyh Kasım, cenaze töreninde, öncesinde ve sonrasında silah atılmaması gerektiğini vurguladı ve bu tür eylemlerin insanlara zarar verdiğini ve kınanması gerektiğini söyledi.
Güney Lübnan’daki gelişmelere ve İsrail’in devam eden ihlallerine değinen Şeyh Kasım, Lübnan devletinin tamamen sorumlu olduğunu ve İsrail’in saldırılarının durdurulması için uluslararası aracılar üzerinden baskı yapması gerektiğini belirtti.
Canlı yayında yaptığı konuşmada, "Güneyde olanlar sadece ihlaller değil, açık bir saldırıdır ve Lübnan devleti buna kararlılıkla karşılık vermelidir." dedi.
Ayrıca, "Amerika, bölgede İsrail’in işlediği tüm suçların suç ortağıdır ve bu baskının ona yöneltilmesi gerekir." ifadelerini kullandı.
"Direnişin sabrı var ama kararlılığı da var" diyen Şeyh Kasım, Lübnan direnişinin devletin durumu değerlendirmesi için zaman tanıdığını ancak gerektiğinde harekete geçeceğini vurguladı.
İsrail’in saldırganlığına bahane bulanlara yönelik ise "Eğer İsrail’in çekildiğini iddia ediyorsanız, o halde neden köylerimizi bombalıyor ve insanlarımızı öldürüyor?" sorusunu yöneltti.
İsrail ile savaşın ardından zafer ve yenilgi kavramlarına değinen Şeyh Kasım, Amerika, İsrail ve bazı dış güçlerin, iç destekçileriyle birlikte bir yenilgi algısı oluşturmak için kampanya yürüttüğünü söyledi.
"Biz mutlak bir zafer kazandığımızı söylemedik. Bu savaşta hem kazançlarımız hem de kayıplarımız oldu." diyen Kasım, şehit olan Hasan Nasrallah, diğer komutanlar ve direniş üyelerinin gerçek kayıplar olduğunu belirtti.
Buna rağmen, "Direniş başı dik bir şekilde ayaktadır ve onu destekleyen halk da öyledir." ifadelerini kullandı. Güney Lübnan halkının evlerine dönüşünü, topraklarını özgürleştirme arzusunun bir göstergesi olarak değerlendirdi.
"Güney Lübnan'daki halk, İsrail’in burada kalamayacağını ve işgalini sürdüremeyeceğini ilan etti. Herkes bilmelidir ki, fedakarlıklar toprağın özgürleşmesine yol açacaktır."
Şeyh Kasım, Lübnan'daki direnişin benzeri görülmemiş bir direniş gösterdiğini ve ülkenin özgürlüğünün halkın ve direnişin ortak mücadelesi sayesinde sağlanacağını vurguladı.
"Hizbullah ve direniş var olmaya devam edecek. Çünkü biz, haklı bir davaya inanıyoruz. Ne teslim oluruz ne de boyun eğeriz." diyerek Amerika’nın dayattığı politikalara boyun eğmeyeceklerini ifade etti.
Ayrıca, "Amerika'ya bağımlılık bizi cezbetmiyor. İsrail’in bölgedeki varlığını meşrulaştırmayı amaçlayan dış politikaya karşı, onu başlangıçta durdurmazsak ileride önünü kesmemiz imkansız hale gelir." dedi.
Son olarak, Şeyh Kasım, Beyrut’un dış mahallelerinde gerçekleşen motosikletli gösterilere hiçbir şekilde Hizbullah’ın dahil olmadığını belirtti.
"Bu gösterilere ne yakın ne de uzak bir ilgimiz var. Biz, bu tür kutlamaların yapıldığı bölgelerdeki gösterileri de onaylamıyoruz." dedi.
Ayrıca, bu tür gösterileri kınayarak, güvenlik güçlerini provokatif hareketlerde bulunanlara ve havaya ateş açanlara karşı önlem almaya çağırdı.
Konuşmasının sonunda Şeyh Kasım, Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları’nın Genelkurmay Başkanı Muhammed ed-Dayf ve yardımcısı Mervan İsa’nın şehadetinden dolayı Filistin halkına başsağlığı diledi.
Ayrıca, Filistin’de esirlerin serbest bırakılmasını büyük bir zafer olarak nitelendirdi ve direnişin devam edeceğini vurguladı.